Kadıköy-Bostancı Rotası
Bahariye’deki ofisimden 12
Nisan tarihinde saat 12:20 gibi Ömer Faruk ve Selin ile bisikletlerimizi aldık.
Ben Mosso 2670 dağ bisikleti aldım; Ömer Faruk ve Selin ise KTM Life One şehir
bisikletlerini aldılar. Bahariye’den Kadıköy İskelesi’ne doğru süzüldük. iPhone
için Wikiloc isimli bir uygulama var. Bu uygulama ile gittiğiniz bütün rotaları
kaydedebiliyorsunuz. Rotayı googlemaps üstünde turuncu bir çizgi olarak
işaretliyor. Üstelik başlangıç noktasıyla bitirme noktası arasındaki süreyi
hesaplayıp kaç km hızla gittiğinizi belirtiyor. iPhone’da rotaya bakabildiğiniz
gibi İnternet’ten de rotaya bakabiliyorsunuz. Kadıköy İskelesi’ne ulaştığımızda
rotaya burada başlamak isteyenler için wikiloc’un “start-başlat” düğmesine
bastık.
Hemen çektiğimiz birkaç fotoğraftan sonra Kadıköy İskelesinden İDO İskelesine oradan Moda Deniz Kulübü’ne doğru sağ tarafımızda Sultanahmet manzarasıyla yola koyulduk. Cuma günü öğle saatleri olması nedeniyle yol oldukça sakindi. Moda Deniz Kulübü’nü geçip Moda İskelesi’nden sahilden Yoğurtçu Parkı’na devam ettik.
Hemen çektiğimiz birkaç fotoğraftan sonra Kadıköy İskelesinden İDO İskelesine oradan Moda Deniz Kulübü’ne doğru sağ tarafımızda Sultanahmet manzarasıyla yola koyulduk. Cuma günü öğle saatleri olması nedeniyle yol oldukça sakindi. Moda Deniz Kulübü’nü geçip Moda İskelesi’nden sahilden Yoğurtçu Parkı’na devam ettik.
Fenerbahçe Stadı’nın hemen
köşesindeki Kurbağalıdere Köprüsü’nü geçip tekrar sahili takip etmeye başladık.
Önümüzde Fenerbahçe Yelken Kulübü vardı. Bu rota gerek bisiklet için gerekse
yürüyüş için birçok İstanbullunun bildiği bir rota değil. Ama şahane bir
manzarası var; sağ tarafınızda Yoğurtçu Parkı’nın yemyeşil görüntüsü
gözlerinizin içine gülüyor. Önünüzde Kurbağalıdere’nin Marmara Denizi’yle
buluştuğu noktada yelkenliler size göz kırpıyor. Sahili takip edip Kalamış’a
vardık. Kalamış Marina boyunca Kadıköy Belediyesi’nce düzenlenmiş bisiklet
yolunu takip ederek Fenerbahçe Parkı’na ulaştık. Parkın girişinde sağdaki taksi
durağına soracak olursanız size bisiklet parkının yerini tarif ediyorlar. Tarif
edilen yere gidip bisikletlerimizi park edip fotoğraflarını çektik. Ardından da
Fenerbahçe Parkı’ndan ayrılıp Fenerbahçe Orduevi’ne doğru tırmanmaya başladık.
Bu kısa rampa uzun süredir bisiklete binmediyseniz sizi biraz zorlayabilir. Çok
zorlanırsanız tepeye ulaştığınızda yeniden bisiklete atlayıp Caddebostan
sahiline doğru süzülebilirsiniz.
Fenerbahçe Orduevi’nin
önünden geçerek Caddebostan sahil bisiklet rotasının hemen başına ulaştık. Tam
bu noktada İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nin kiralık bisiklet istasyonu var.
Ancak bisikletler kış döneminde yağıştan etkilenmesinler diye tahmin ediyorum
kaldırılıyor. Bisiklet kiralama ödemelerinin yapıldığı otomat, metal ince uzun
(50cmx50cm kare planlı, 2 metre yüksekliğinde) bir yapı. Ön tarafında
küçük bir klavye ve kart alış verişi yapan bir hazne var. Ama bu otomatın iki
yanı sahilden bakınca denizi gösterecek şekilde cam. Sanki manzarayı kesmemek
için yanları cam bırakılmış. Ama içinde bir sürü kablo da görünüyor. Yakından
bakınca oldukça komik bir manzara sunuyor. Bu durumun nedenini merak ettik;
bisiklet parkının fotoğraflarını çektik ve yolumuza devam ettik.
Sahil hattının bir kısmında
yol daralıyor ve bisiklet yolu yaya yoluyla birleşiyor; diğer bir deyişle
bisiklet yolu kalmıyor. Özellikle hafta sonları ve yaz akşamları burada yaya
trafiği çok olduğu için dikkatli ve yavaş sürmek gerek. Caddebostan Migros’un
önünde binalar bitiyor ve araba yolu ile bisiklet ve yaya yolu arasındaki beton
perde kalkıyor.
Hemen orada yine
belediyenin bisiklet kiralama istasyonu var. Oradaki kiralama otomatının yanları
şeffaf değil. Otomatın tanıtımıyla ilgili posterler var. Bizim ilk gördüğümüz
otomatın camlarının boş olmasının nedeni buydu; posterler güneşten erimiş ve
düşmüştü.
“Benim ismim çok meşhur”
Yolda ilerlerken Selin arka
lastiğimin biraz inik olduğunu söyledi. Biraz ileride durup hava basmaya karar
verdim. Selin ve Ömer Faruk da beni bekliyordu. Başımı lastiğe eğmiş lastiğe
hava basarken, “Lastik patlak mı?” diye tanımadığım bir ses duydum. Bisiklet
severlerin genelde bir yardımlaşma kültürü olduğu için, bu sesin bizim gibi bir
bisiklet severden geldiğini sandım. Hava basmaya devam ettim ve kafamı
kaldırmadan “Yoo, sadece inik” dedim. O ses, “Patlak değilse neden inik,
peki?” diye sordu. “Belki siboptan kaçırmıştır.” dedim. Bu arada şişirme işi bittiği
için doğrulup sesin geldiği yöne baktım. 50’lerinde bir adam, bisikletinin
üstünde bizimle konuşuyordu. Bisikletinin arka bagajındaki sepette boş içecek
şişe ve kutuları vardı. Ona doğru bakınca “Ben gezici bisiklet tamircisiyim”
dedi. “Böyle sahilde lastiği patlak ya da bisikletinde arıza olanlara yardım
ediyorum. Ama hayır için değil, para kazanmak için… İşin ticaretindeyim yani…”
“Senin ismin ne abi, seni internete koyayım” deyince neden bilmem biraz
çekindi, ismini söylemek istemedi. “Gerek yok, lazım olan beni burada bulur.
Her gün saat 2 ile gece 12 arasında burada turluyorum. Ama arada bir topladığım
içecek kutularını satmak için bir yarım saat kaybolurum.” dedi. İsmini
söylemesi için ısrar ettim. “Benim ismim çok meşhur” diye cevap verip “Çok meşhur,
çok meşhur” diye tekrar etti. “Peki ne?” deyince “Temel” dedi. “Ben çok kilo
almıştım, hasta da olmuştum. Bu bisiklet bana sağlık verdi. Bu şekilde hem para
hem de sağlık kazanıyorum.” diye devam etti. “Bak senin telefonunu internete
koyarsak daha çok müşteri seni arar” diye ikna ettim ve telefonunu alarak bir
de hatıra fotoğrafı çektirmeyi başardım. Caddebostan-Maltepe hattında
bisikletle bir sorununuz olursa gezici tamirci Temel Ağabey’in telefonu: 0533
035 35 21. (Devam Edecek...)
Melih Arat
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilAnadolu Yakasında ekonomik,günlük bisiklet kiralama hizmeti veriyoruz. Daha fazla bilgi için:
YanıtlaSilhttp://istanbulbisiklet.blogcu.com/anadolu-yakasi-kiralik-bisiklet-kadikoy-bostanci-kozyatagi/19770019